Orta Doğu’da patlak veren İsrail-İran çatışması, bölgesel değil küresel çapta birçok sektörde zincirleme etkiler yaratıyor. Enerji ve hammadde fiyatlarının hızla yükseldiği savaş ortamı, inşaat sektöründe maliyetlerin artmasına ve tedarik sorunlarına yol açıyor. Türkiye gibi enerji ve hammadde ithalatçısı ülkeler ise bu dalgalanmadan doğrudan payını alıyor.

Özellikle savaşın başlamasıyla birlikte petrol fiyatlarında yaşanan sert artış, akaryakıt ve elektrik maliyetlerini yükselterek inşaat malzemeleri üretiminde ciddi fiyat baskısı yaratıyor. Asfalt, beton ve çimento gibi temel malzemelerde enerji yoğun üretim süreçleri, fiyatların %5 ila %15 arasında artmasına neden olabilir.

Bunun yanı sıra, savaş nedeniyle bozulan tedarik zincirleri ve artan nakliye maliyetleri, çelik ve alüminyum gibi kritik inşaat hammaddelerinin fiyatlarında %10 ila %30 arasında dalgalanmalara yol açıyor. Bu durum, hem projelerin bütçelerini sarsıyor hem de teslimatlarda gecikmelere neden oluyor.

Ekonomik belirsizliğin tırmandığı bu dönemde, finansman koşulları da zorlaşıyor. Kredi maliyetlerinin yükselmesi ve yatırımcıların temkinli davranması, yeni inşaat projelerinin ertelenmesine ya da yavaşlamasına yol açabilir. İşçilik maliyetlerinde de artış gözlenirken, bölgesel güvensizlik nedeniyle işgücü temini de zorlaşabiliyor.

Uzmanlar, savaşın kısa ve orta vadede Türkiye’nin inşaat sektöründe maliyet artışı ve finansal zorluklar yaratacağını, ancak kamu altyapı ve savunma projeleri kapsamında bazı yatırımların hız kazanabileceğini belirtiyor. İnşaat talebinde ise 6-12 aylık dönemde dalgalanma yaşanması bekleniyor.

Sonuç olarak, İsrail-İran savaşı sadece bölgesel politik dengeleri değil, Türkiye’nin inşaat sektörü gibi kritik ekonomik alanlarını da etkileyen karmaşık bir kriz halini aldı. Sektör oyuncuları ve karar vericiler, bu belirsizlik ortamında tedbirler alarak riskleri minimize etmeye çalışıyor.