Türkiye'de inşaat sektöründe son senelerde yaşanan gelişmelerle daha yüksek maaş alır hale gelen inşaat işçileri artık yurt dışında değil, Türkiye'de çalışmaya yöneliyor. Ağır iş kollarından inşaat sektöründe emek harcayan işçiler, yazın 50 dereceyi geçen sıcaklarda, kışın ise aşırı soğuk havalarda beden gücüyle çalışmalarını sürdürüyor. 

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kapsamında, Bayrampaşa'da bir şantiyedeki işçiler ile konuşuldu. Kimi evinden, kimi şantiye yatakhanesinden gelerek sabahın erken saatlerinde mesaiye başlayan işçiler yelek, baret ve elpenlerini giyerek çalışacakları alana gidiyır. 

Şantiyede kalıpçı olarak çalışan Yüksel Aydın, mola sırasında yaptığı açıklamasında, 18 sene önce arkadaşları vasıtasıyla inşaat sektörüne girdiğine, şantiyedeki kalıpçıların çoğunun kendisi gibi Ordulu olduğuna dikkat çekti. 

Çevresinde "Yıllarca okuduk ama bir inşaat işçisi bizden daha çok kazanıyor" şeklinde eleştiri duyduğunun altını çizen Yüksel Aydın, "Adam 7-8 sene, 20 sene okumuş, üniversite bitirmiş, bir plazada masa başında çalışıyor ancak benim yaptığım işi yapmıyor burada. Ben bedenen çalışıyorum. Bu işin hayati riskleri de bulunuyor, yoruculuğu da. Ben aldığım paradan gayet memnunum şu an. Maddi açıdan bakınca, 'İyi ki bu işteyim' diyorum. Ama geçmişe dönebilsem, mesleğimin riskleri sebebiyle başka işler yapmak isterdim. Bu şekilde riskli bir iş yapmak istemezdim" şeklinde konuştu. 

Bitirdikleri projelerin önünden geçerken mutlu olduğuna da vurgu yapan Aydın, alıştıkları projeyi yetiştirmek için 1 Mayıs'ta da mesai yapacağının altını çizdi. 

Arkadaşlarına şarkı söyleyerek ortamı neşelendiren kalıpçılarından Yusuf Buzlu da inşaat işçilerinin yüksek maaş aldığı yönündeki eleştiriler ile ilgili "Biz biraz riskli işte çalışıyor olmamız sebebiyle bunun getirisi güzel oluyor. Sürekli aynı işleri yaptığımız için beden gücü açısından da yoruluyoruz" açıklamasında bulundu. 

Molalarda arkadaşlarıyla maddi konular, geleceğe yöenlik planlar ve hayalleriyle ilgili sohbet ettiklerini aktaran Buzlu, hayalinin memleketindeki yaylada kendisine özel bungalov ev yapmak olduğunu söyledi. 

İNŞAATLARDA MAAŞLAR ARTIK İYİ 

İnşaat ustası Mehmet Kara da haftada bir gün Tekirdağ'da yaşayan ailesini ziyarete gittiğine dikkat çekerek, inşaat işçileri ile ilgili konuştu. 

İnşaat işçileri için yurt dışında çalışmanın pandemiden önce cazip olduğunun altını çizen Kara, "Pandemiden sonra Türkiye'de bir atılım yaşandı. Özellikle şu an yaz sezonunda bu daha çok kendini göstermeye başladı. Artık herkes yurt dışında değil de Türkiye'de çalışmayı istiyor. Yalnızca kalıp, demir değil, sıva, duvar gibi bölümlerde çalışmaya insan bulunamıyor. Aslında cazip ve kazancı da iyi bir meslek ancak herkes daha çok kolay işlere yöneliyor. Bu iş biraz bedensel olduğu için herkes buna gelmeyi istemiyor" ifadelerini kullandı. 

Kara, maaşlarının eskiye göre daha iyi bir seviyeye çıktığının altını çizdi ve "Getirisi iyi yani. Eskiden öyle değildi, ücretler az kalıyordu. Yurt dışına da düşük ücretlere gidiyorduk. Şu anda sektör çok canlı ve getirisi oldukça iyi" diye konuştu. 

YENİ BAŞLAYAN İŞÇİ 40 BİN TL ALIYOR 

Şantiyede sorumlu kalıpçı olarak çalışan Musa Sarı da, inşaat sektörünün tehlikeli iş alanında ilk üçe girdiğine dikkat çekti. 

Yaklaşık 8-10 sene yurt dışı tecrübesi olduğunun, Sibirya'da, İrlanda'da çalıştığının altını çizen Sarı, "Oralardaki yaşam standardıyla çalışma şekliye buradaki aynı değil. Son 5-10 yıldır üniversiteler arttı, gençlerimiz de kolay yoldan para kazanmak istediği için bu sektörde usta yetişmiyor. Bu da bizi maddi olarak daha güzel seviyelere ulaştırmaya başladı" şeklinde konuştu. 

Üniversite mezunu şantiye şeflerinin 35-40 bin TL alırken, yeni başlayan bir inşaat işçisinin 40 bin TL aldığına dikkat çeken Sarı, "Üniversite okumak, tahsilli olmak tabii güzel bir durum ancak Türkiye'de kıymeti yok. İnşaat sektörü güzel para kazandırıyor" ifadelerini kullandı.