Niyazi Gültekin

Niyazi Gültekin

Milli Seferberlik!

A+A-

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum geçtiğimiz hafta inşaatta yerli ürün hamlesini resmen duyurdu.

Emlak Katılım Bankası ve Emlak Konut GYO inşaat malzemelerinin yüzde 100’ünün Türkiye’de üretilmesi için destek verecek.

***

Yerli ürün hamlesini elbette hepimiz destekliyoruz.

Türkiye’nin lokomotif sektörü olan ve 300 sektörden tedarik sağlayan inşaat sektörünün millileşmesi ülke ekonomisine çok büyük katkı sağlar.

İnşaat malzemeleri ihracatında son yıllarda artış yaşanırken ithalatında da düşüş oluyor.

Türkiye İMSAD verilerine göre İnşaat malzemeleri ithalatı 2019 yılında yüzde 16,9 düşerek 6.79 milyar dolara indi. İhracat ise 21,5 milyar dolara yükseldi.

İhracatımız artmış ve ithalatımız azalmış gözükse bile bu tablodan çıkarmamız gereken başka bir ders var.

Türkiye 21,5 milyar dolarlık ihracat için 51,68 milyon ton ürün sattı. 6,79 milyar dolar karşılığında ise sadece 2,53 milyon ton ürün alabildi.

Türkiye’den ihraç edilen ürünlerin birim fiyatı 0,42 dolar/kg iken ithal ettiğimiz ürünlerin birim fiyatı 2,68 dolar/kg olarak gerçekleşti.

İthal ettiğimiz ürünler ürettiğimiz ürünlerden birim fiyatı olarak 6 kat daha değerli.

Bu tablo bize gösteriyor ki katma değersiz ürün üretiyoruz.

Yerli ürün hamlesi yapacaksak ilk başta bu verileri doğru okumamız gerekiyor.

***

Ürettiğimiz ürünlerin bir kısmının hammaddesini yurtdışından temin ediyoruz.

Fabrikalarımızda ürün üretmek için kullandığımız makinelerin büyük bir kısmı yurtdışından geliyor.

Yerli ürün üretmeden önce yerli ürünün üretimini yapan yerli makineleri ve ekipmanlarını üretmemiz gerekiyor.

Ham maddeyi ve kullanılan makineleri ithal ettikten sonra ürünü Türkiye sınırları içerisinde üretip yerli etiketi vursak bile bu ürün milli sayılmaz.

Yerli üretim yapacak makinelerimizi ve ham maddemizi de kendimiz üretmeliyiz.

Milli ürün diyebilmemiz için üretim yapan araçlardan, üretilen ürünün hammaddesine kadar tüm araçların yerli olması gerekiyor.

Demir, çimento gibi katma değeri daha düşük ürünler yerine ankastre setler, klima, asansör, yürüyen merdiven, boya, bakır alüminyum, mobilya ve ekipmanları gibi katma değeri yüksek ürünlerin üretiminde ve ihracatında yoğunlaşmalıyız.

Yerli malzeme üretecek markalarımızın kendini sürekli güncellemesi, İnovasyon ve Ar-Ge yatırımlarına öncelik vermesi gerekiyor.

İthal ürünlerin tercih edilmesindeki en büyük neden ürün kalitesi. Türkiye’deki şirketler son yıllarda kalite konusunda çok mesafe kat etti.

Kaliteyi bir adım daha ileri götürmemiz gerekiyor.

Katma değeri yüksek ürünleri yüzde 100 yerli bir anlayışla daha kaliteli bir şekilde üretirsek müteahhitlikte olduğu gibi inşaat malzemelerinde de dünyada ilkler arasında yer alabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum