Niyazi Gültekin

Niyazi Gültekin

Kozlar Seçimden Önce Müşteride, Seçimden Sonra Müteahhitte

A+A-

Devlet bankalarının konut kredisi faiz oranlarını düşürmesi, Konut ve iş yerlerinde KDV oranının yüzde 8’e düşürülmesi, Tapu harcının yüzde 4’ten yüzde 3’e düşürülmesi ve inşaat firmalarının başlattığı yüzde 20 indirim kampanyasıyla yükselişe geçmeye başlayan konut satışları dövizdeki artışla beraber yeniden düşüşe geçti.

Sektördeki arkadaşlarımızdan duyduklarımıza göre satış ofislerinde hareketlilik yüzde 70-80 oranında azaldı. Bir ay önce bir projenin satış ofisine güne 10 kişi uğruyorsa bugün 1-2 kişi ya uğruyor ya uğramıyor.

Konut almak için en cazip dönemdeyiz ancak bu bile yeterli gelmiyor. Hem seçimlerin yaklaşmış olması, hem ramazan ayında olmamız en önemlisi ise dövizdeki istikrarsız yükseliş insanları gayrimenkul almaktan uzaklaştırıyor.

İnsanlar para harcamaktan korkuyor.

İnsanlar kısa sürede daha çok kazanç sağlamak için yatırım yapacağına döviz satın alma yoluna gidiyor. Özellikle konut yatırımcıları hem seçim hem de dövizin etkisiyle gayrimenkul alımlarını seçim sonrasına öteliyor.

***

Dolar alan zenginleşmiyor…

Yakın çevremiz başta olmak üzere birçok kişinin kısa sürede kazanç sağlamak amacıyla dolar almaya başladıklarını görüyoruz. Ancak dolar almak kişiyi zenginleştirmiyor.

İthalat ülkesi olduğumuz için doların artışı enflasyonu da artırıyor.

Satın aldığımız ürünlerin/eşyaların büyük çoğunluğu yurtdışından geldiği için dolar artışıyla bu ürünlerin/eşyaların fiyatları da artıyor. Dolar alan vatandaşlarımız buradan kazandıklarını enflasyon farkına vermek zorunda kalıyor.

Kendisi zenginleşmediği gibi 81 milyonu da fakirleştiriyor. Bu yüzden ben kriz dönemlerinde dolar satın alınıp ateşe benzinle yaklaşılmamasını, hatta milli bir görev olarak bu dönemlerde doların bozdurulması gerektiği kanaatindeyim.

***

Gayrimenkul her zaman kısa ve uzun vadede diğer tüm yatırım araçlarından çok daha karlı bir yatırım aracıdır.

Parasını faizde tutanlar veya döviz alanlar, parasını gayrimenkule yatırırsa hem kısa vadede hem de uzun vadede daha çok kazanç sağlayacaktır.

Bunu basit bir örnekle açıklamak istiyorum. 200 bin lirası olan bir kişi parasını bankaya yatırdığında yıllık yüzde 15 civarında faiz alacaktır. Ancak 1 yıl sonra yine 200 bin lira ana parası olacak ama yüzde 15 enflasyon kaybı olacak. Yani reel piyasada aslında önceki yıla kıyasla ana parası 170 bin lirası olacak.

Ancak gayrimenkul alan birisi hem yatırdığı paranın faiz oranı kadar veya daha fazla kira geliri kazanacak hem de gayrimenkulü değerlenecek ve enflasyon kaybı olmayacak.

Bu yüzden biz her zaman gayrimenkulü öneriyoruz.

Faizdeki anaparanız enflasyonla yıldan yıla erirken gayrimenkulde yıldan yıla değerlenir.

***

Seçimlerden dolayı gayrimenkul alımlarını öteleyenler bu kriz dönemini kendi lehlerine bir fırsata çevirebilirler.

Satışlar düştüğü için pazarlık kozu şu anda müşterinin elinde ve bence bunu kullanmalılar. Seçimden sonra pazarlık kozu yeniden müteahhitin eline geçecektir.

Seçimin sonucu ne olursa olsun, dövizdeki hareketlilik nasıl olursa olsun gayrimenkul hep değerlenmeye devam edecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.