Sektörün olumlu haberlere ihtiyaç duyduğu bu dönemde her gün sektör ile ilgili olumsuz bir haber aldıklarını dile getiren Gülçiçek, “Olumlu haberlere çok ihtiyaç varken gelen haberler hiç de iç açıcı değil.  Yeni uygulamalar fakat bu dönemde uygulanmamalı. Sektörün yoğun bakımda can derdinde. Çarkların dönmeye başladığı zaman bu uygulamaları kademeli olarak yürürlüğe koymak zamana yaymak hem ülke ekonomisi hem de sektör için hayati önem taşımaktadır” dedi.

Sebahattin Gülçiçek açıklamasında şu ifadeleri kullandı;

Ülkemizde inşaat sektörünün durumu ortada. Yükselen faiz oranları, döviz kurunun yükselişi, buna bağlı olarak artan maliyetler, konut satışlarının düşmesi…

Bunlar yetmezmiş gibi sektörle ilgili yapılan birtakım yeni düzenlemeler yapı denetimde fiyatların normalin üstünde yükselmesi, 3000 bin metrekare altındaki inşaatların nakit yatırılma zorunluğu; Diğer yandan imar yönetmenliğindeki düzenlemeler merdiven boşluğu ve balkonların net alandan düşülmesi. Örnek verirsek 14 dairelik yerin 12 daireye düşmesi anlamına geliyor. Bunun bir diğer anlamı da daire fiyatlarının yükselecek. Yükselen daireleri de kimlerin alacağı merak konusu. Ülkemizde insanların geliri aynı oranda yükselmiyor ki.

Dikey mimarinin yerini yatay mimarinin alacak olması geç kalınmış bir uygulama. Fakat şimdi nasıl olacak? Önünüzdeki arsada 15 katlı bina var bölgede yüksek katlı. Siz burada yatay mimariye takılırsanız arsanızın değer kaybı olacak. Siz ona göre yatırım yapıp o arsayı aldınız. Bölgede diğer binalar arasında kalacağınız için görüntü kirliliği de oluşacağı açıktır. Bu uygulamanın yeni imara açılacak bölgelerde hayata geçmesi daha sağlıklı olacaktır. Mağduriyetler de yaratmamış olur.

Sektörün başka bir çıkmazı da tapu değerleme sisteminin gerçek değer üzerinden yapılacak olması. Şu an itibarıyla sektörün ve alt yapısının hazır olmadığı bir durum. Çünkü bunun inşaat maliyet boyutu oluşturulmalı. Arsa değerlemelerinin ayarlanması, tapu harçlarının düşürülmesi, KDV oranlarının bu yeni düzene göre ayarlanması ve kademeli geçişin sektör için hayati önem taşıyan konular olacağını görüyorum.

OTOPARK YÖNETMELİĞİ

30 Haziran 2019'da yürürlüğe girmesi beklenen yeni otopark yönetmeliği inşaat sektörünü zora sokacaktı. Resmi gazetede yayınlandıktan sonra üçüncü kez 31 Aralık 2019’a ertelendi. Sektör açısında olumlu oldu. Hatta daha uzun süre ertelenmeli. Sektördeki durgunluk geçene kadar. Yoksa inşaat sektörü tamamen göçer.

ENERJİ KİMLİK BELGESİ

2 Mayıs'tan itibaren zorunlu hale gelecek alım, satım ve kiraya verme işlemlerinde Enerji Kimlik Belgesi aranması şartını 1 Ocak 2020'ye ertelendi. Yapı ruhsatını 2011'den önce alan mevcut binalar için EKB'nin 2 Mayıs 2017 tarihi itibarıyla alınmasının zorunlu olması öngörülüyordu. Ertelenmesi isabetli olmuştur

YEREL SEÇİMLERİN GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNE ETKİSİNİ

Yerel seçimlerden çıkan sonuç insanlarda acaba sorularının sıkça sorulmasına sebep oldu. Sektör İstanbul seçimlerine kitlenmiş durumda. Sağlıklı bir şekilde sonuçlanması piyasayı rahatlatacaktır.

YÜKSELEN FAİZ ORANLARI

İstikrarın devamlılığının ekonomiye anında yansıyacaktır. Bu durumda faizler olumlu yansır. İlk etki faizlerde görülecektir. Kısa ve orta vadede faizler düşüşe geçecektir. Faizlerin düşmesiyle birlikte piyasada ertelenen gayrimenkul talebi alıma dönüşür.

Bu durum da emlak sektöründe yeniden bir hareketlenme ve büyüme başlar. Faizler yeniden düşüşe geçerse, ertelenen talep alıma dönüşür. Bu durum gayrimenkul sektörünü büyütür

KUR ARTIŞI

Kur artışının genel manada sektöre zararı büyük oluyor. Kur artınca fiyatlar artıyor. Fiyat artınca enflasyon artışa geçiyor. Enflasyon artınca faizde artıyor, sektör duruyor.Tek faydası yabancıya  satışı artıyor. Yani gayrimenkul yabancı para birimleri karşısında  eriyor.

İnşaat ve gayrimenkul sektörü hem bu yeni düzenlemelerle hem de mevcut piyasa koşullarıyla zorlu bir  mücadele veriyor.  Sektör bu çıkmazdan çıkabilecek mi  nasıl çıkacak bekleyip göreceğiz.