Döviz Fiyatlarındaki Yükselişin Konut Fiyatlarına Etkisi Nasıl Olacak

Döviz Fiyatlarındaki Yükselişin Konut Fiyatlarına Etkisi Nasıl Olacak

Merkez Bankası’nın art arda gelen toplam 300 baz puanlık faiz indirim kararları ile dövizde öngörülemez bir yükseliş sürüyor. Bu yükseliş hammaddede dışa bağımlı bütün sektörleri olduğu gibi inşaat sektörünü de olumsuz etkiledi.

A+A-

Hükümet faiz oranlarını düşürerek piyasayı tüketimle hareketlendirmek isterken gerçekler ters yönde ilerliyor. Cumhuriyet Gazetesi'nden Ali Can Polat'ın haberine göre; Merkez Bankası’nın art arda gelen toplam 300 baz puanlık faiz indirim kararlarıyla dövizde öngörülemez artışlar devam ediyor. Bu artış hammaddede dışa bağımlı bütün sektörleri olduğu gibi 2018'den bu yana krizde olan inşaat sektöründe de olumsuz etkiler yarattı.

Merkez Bankası’nın 23 Eylül tarihindeki 100 baz puanlık faiz indirim kararının açıklandığı gün tonu 6.930 Türk Lirası olan demirin fiyatı bir ayda 8.550 Türk Lirası'na yükseldi. Çimento, enerji maliyetlerindeki yükselişlerin etkisiyle yüzde 10 zamlandı ve devamının da gelmesi öngörülüyor. Seramikte bir ayda yüzde 25 yükseliş olduğu belirtiliyor, aynı şekilde mobilya grubunda da yüzde 15 yükseliş kaydedildi. Sektör temsilcileri tüketici kredilerinin faiz oranları düşse bile hem arz sıkıntısı hem de yükselen inşaat maliyetleri nedeniyle konut fiyatlarında hızlı bir artış olacağını öngörüyor. 

FİYATLAR HER HAFTA ARTIYOR

Merkez Bankası’nın faiz indiriminin gelecek hafta konut kredilerine yansımasını beklediklerine dikkat çeken Türkiye Emlakçılar Federasyonu Başkanı Hacı Ali Bayram, “Bu düşüş ile birlikte talepte bir artış öngörüyoruz elbette ama piyasa buna hazır değil” diye konuştu. Arz sıkıntısı olan sektörde fiyatların zaten artış gösterdiğini belirten Bayram, şu açıklamalarda bulundu:

“Döviz bu hızla yükselince inşaat maliyetleri de artıyor. Yatırımlar iyice duruyor ve arz sıkıntısı daha da derinleşiyor. Konut fiyatları zaten her hafta artıyordu, önümüzdeki haftalarda çok daha büyük artışlar bekliyoruz. Konut piyasasında balon var diye haber yapan arkadaşlara bunun olmadığını defalarca söylemiştik, anlatamadık, şimdi herkes deneyimleyerek anlamış oldu.” 

KİRALARA DA YANSIYACAK

Orta sınıfın konut alacak bir durumu kalmadığına dikkat çeken İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Taner Yüzgeç ise faiz indirimi ile emlak piyasasının hareketlenmesi beklentisinin boşa çıkacağını ifade etti. Piyasadaki belirsizlik iklimi sebebiyle vatandaşın harcama yaparken zorluk çektiğini dile getiren Yüzgeç, “Faizi indirseniz de insanlar geleceğini öngöremiyor. İşsiz kalıp kalmayacağını bilmiyor. Enflasyonist bir ortamda geçinip geçinemeyeceğini bilmiyorlar. Gerçekten çok birikimi olan yurttaş TL’ye ve dövize güvenmeyip gayrimenkule yatırım yapabilir ama çok yüksek fiyattan evler almak zorunda kalacaklar, bu da yine kiralara yansıyacak” açıklamasında bulundu. Enflasyon beklentisinin yüzde 20’nin üzerinde olduğuna vurgu yapan Yüzgeç, inşaat maliyetlerinin ise yüzde 100’e yakın yükseldiğini aktardı. 

İHRACATA KOTA TALEBİ

İnşaat piyasasında ihracat kotası talebi olduğunu belirten İnşaat Yüksek Mühendisi Hüseyin Arslan ise aksi durumda yurt içinde üretilebilen ürünlere de ulaşılamadığına dikkat çekti. Bakanlığın pek çok hammaddenin ihracatını izne tabi tuttuğunu anımsatan Arslan, “İzin biraz piyasaların gazını almak için oldu gibi. Çünkü piyasadan alınan duyumlara göre herkese izin veriliyor, çok göstermelik bir şey oldu. Dolayısıyla da piyasadaki fiyatlara bir etkisi olmadı” şeklinde konuştu. Faiz indirim kararının piyasadaki yansımasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Arslan, “Vatandaşsa 0.99 faizli kredi gelebilir diye bekliyor. Artık gelse bile evi iki katı fiyatına alır” dedi.

‘YA ZAM YAPACAĞIZ YA ZARAR EDECEĞİZ’

Akıllı ev sistemleri üreticisi Becker Antriebe Türkiye Genel Müdürü Erdinç Yazganoğlu, dövizdeki ani yükselişin hammaddede dışa bağımlı sektörlerde maliyet hesabı yapmayı zor hale getirdiğini ifade etti. On ayda dövizde yaşanan 3 Türk Lirası tutarındaki yükselişin, ihracat ve üretimin büyük oranda dövize bağlı olması sebebiyle maliyet enflasyonu olarak işletmelere büyük yük bindirdiğine dikkat çeken Yazganoğlu şunları kaydetti: 

“Ekonomi yönetimimizin, enflasyon verilerini hassasiyetle izlemesi gerektiğini düşünüyorum. Üretici enflasyonu artışı, yaşayan ekonominin aktörleri olan şirketlere sadece iki seçenek sunuyor. Ya ürünlerinin fiyatlarına zam yapacaklar ya da finansal yapılarını daha da bozacaklar. İşletmelerin, yaşadıkları enflasyonu fiyatlarına yansıtmaları demek, yeni bir enflasyon dalgası ve yeniden artırılmak zorunda bırakılan faiz oranları anlamına geliyor.”

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum