Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Medeniyetimizde Şehir ve Mekân’ Temalı Şehircilik Zirvesi ve ‘Kentkırım Sergisi’nde özetle şunları söyledi: “Bir taraftan 6 Şubat depremlerinde yıkılan şehirlerimizi ayağa tekrar kaldırırken diğer taraftan da vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarını giderecek projeleri devreye alıyoruz. 81 ilimizde inşa edeceğimiz 500 bin sosyal konut projemizin başvuruları dün itibarıyla başladı. Vatandaşlarımız projemize gerçekten büyük ilgi gösteriyor. Milletimizin ev sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz. Yine ilk kez İstanbul’da hayata geçireceğimiz kiralık konut uygulamalarımızla enflasyonu körükleyen kira fiyatlarını dengelemeyi arzu ediyoruz.
ÜÇ BOYUTLU KENTSEL TASARIM
Hayatın akışı içinde biz de kendimizi ve şehircilik anlayışımızı yeniliyor, geliştiriyor, güncelliyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kente göç hız kesmeden devam ediyor. Önümüzdeki dönemde şehirlerimizin daha da kalabalıklaşacağını tahmin etmek hiç de zor değildir. Dolayısıyla sorumluluk sahipleri olarak ne yapacaksak bu projeksiyonlar ışığında yapmak ve planlamak mecburiyetindeyiz. Ülkemizin iki boyutlu imar planı anlayışını yavaş yavaş geride bırakıp Türkiye Yüzyılı’nın şehirlerine hayat verecek üç boyutlu kentsel tasarım yaklaşımına geçmeye hazır olduğu görülüyor. Şehircilik Zirvesi boyunca diğer başlıklar yanında bu konunun da enine boyuna tartışılmasında fayda olduğuna inanıyorum.
YENİ BİR FETRET DEVRİ YAŞIYOR
Bir şehrin sınırlarını büyütmek, parselleri çoğaltmak, yapı izinleri vermek kolaydır.
Ama sağlıklı şehirleşme vizyon ister emek ister, güçlü bir irade ister. Sadece bina dikmekle bir kenti güzelleştiremeyiz, dönüştüremeyiz, içinde yaşayanlara huzuru getiremeyiz. O binaya nefes olacak yolu, parkı, meydanı yapmak, sosyal donatıları inşa etmek, yani o şehri yaşatacak hayat damarlarını açmak gerekir. Bugün muhalefetin yönettiği birçok şehrimizde en temel sorun budur. Rüşvet, irtikap, iltimas, usulsüzlük, yolsuzluk iddialarının ardı arkası hiç kesilmiyor. Biz imar mantığından tasarım disiplinine geçmekten bahsederken ana muhalefet partisi mevcut kazanımları bile koruyamıyor. Bizim 30 sene önce tarihe gömdüğümüz sabıkalı belediyecilik anlayışı ne yazık ki yeniden hortladı. Toplanmayan çöpler, bozuk yollar, akmayan sular, elinde bidonla su bekleyen insanlar, muhalefet belediyelerinin tekrar rutini haline geldi. Eski Türkiye güzellemesi yapa yapa yönettikleri şehirleri 90’ların karanlık ve buhran dolu günlerine yeniden çevirdiler. Atalarımız ne demiş? At binenin, kılıç kuşananın. Biz bunlara aldırmayacak, bunların beceriksizliğinden medet ummayacak, milletin emanetine gözümüz gibi bakmaya devam edeceğiz. Şehirlerimizi bu iş bilmezlerin, bu tembellerin insafına terk etmeyeceğiz. Sorun çıkaran değil çözüm üreten, yara açan değil yara saran bir şehircilik anlayışıyla çalışmayı gece gündüz sürdüreceğiz.”
KAYNAK: HÜRRİYET