Çatı ve Cephe Buluşmalarının Dördüncüsü Gerçekleştirildi

Çatı ve Cephe Buluşmalarının Dördüncüsü Gerçekleştirildi

ÇATIDER ve Cephe Sanayici ve İş İnsanları Derneği (CEPHEDER) iş birliğinde 'Çatı ve Cephe Buluşmaları' etkinlik serisinin dördüncüsü ‘Güncel Mimaride Çatı ve Cephe Tartışmaları’ başlığıyla Rheinzink sponsorluğunda gerçekleştirildi.

A+A-

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölüm Başkanı Dr. Murat Sönmez moderatörlüğünde Zoom Webinar platformunda çevrimiçi (online) olarak gerçekleştirilen etkinliğe, Yapıhane Mimarlık Kurucu ortakları, Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğretim görevlileri Aslı Özbek, Nihat Eyce ve İkiartıbir Mimarlık Kurucu ortağı, 9 Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Deniz Dokgöz katıldı.

​​Rheinzink sponsorluğunda gerçekleşen buluşmada, güncel mimarlık uygulamaları, yapı tasarım süreçleri, mimarlık eğitimi, toplumsal yapı ile bu süreçlerin çatı ve cephe tasarımlarına etkileri ele alındı.

Türkiye’de çatı katları göz ardı ediliyor

Murat Sönmez, yapının tasarım aşamasında çatı ve cepheye önem verilmesi gerektiğini hatırlatarak, “Temelden gelen bir eksiklik oluştuğu için klasik bir sorun olarak sonuna kadar gidiyor. Akmayan çatı yok mesela. Bu gibi şeyleri daha başlangıçta düşünüp onun tasarımın ya da üretimin temel kaynağı olduğunu göremediğimiz için ortada hep başkası tarafından çözülmek zorunda olan bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Aynı şey cephe için de geçerli” dedi. Sönmez, Türkiye’de çatı katlarının göz ardı edildiğini de söyleyerek, “Yukarıda kullanılma potansiyeli çok yüksek olan bir alan var ki Avrupa’daki ABD’deki örneklerine bakarsak orada ayrı bir hayat var. Biz bunu yasak ya da metrekare kazanımı olarak gördüğümüz için çatı mimarların da kullanıcıların da göz ardı ettiği bir alan olarak gündeme geliyor” diye konuştu.

Mimarlık eğitiminde çatı ve cepheye daha fazla önem verilmeli

Deniz Dokgöz ise mimarlık eğitiminde de çatının düşünülmediğini belirterek, “Ben hiç çatı planı çizen bir öğrenci görmedim. Bu çatının hiç düşünülmediğinin reel bir göstergesi. Cepheler de hep son anda çizilir. Aslında hep bütüncül düşünmek gerekiyor. Hem plan kurgusu hem kesit, aynı anda düşünüp yapının maketini yaptığınız anda bütünleşik olarak ele alınmalı. Çatı buna hiç girmiyor belki bunda aldığımız eğitimin de etkisi var. Bütünleşik bir kurguda ele alınmalı” dedi.

Minimum maliyet optimum mekansal kalite

Deniz Dokgöz sözlerine şunları ekledi: “İster 10 metrekarelik ister 20 bin metrekarelik bir şey tasarlayın ister ev için ister bir kurum veya kamu için tasarlayın, dikkat edilmesi gereken nokta minimum maliyet optimum mekansal kalitedir. Dolayısıyla malzeme seçiminde o coğrafyaya doğru bir şekilde yaklaşmamız gerekiyor. Dünya üzerindeki mimarlık ödüllendirmesine baktığımız zaman, bu ödülleri alanlar o yörenin malzemesini yeniden nasıl kullanırız, oranın yaşamsal pratiklerine uygun yeniden nasıl tasarlarım derdindeler. Dolayısıyla bu, yapının aslında salt mimari bir plan üstünden değil, malzemesiyle, cephesiyle çatısıyla bir bütün olarak ele alındığını gösteriyor.”

Çatı kullanımını kısıtlayan düzenlemeler var

Nihat Eyce de Türkiye’de çatı arası kullanımının çok yetersiz olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:

“Türkiye’de çatıların niteliksiz olmasının bir sebebinin imar yönetmeliğinde çatı arasının kullanımına dair getirilen birtakım kısıtlamalar. Türkiye’de çatı arası kullanımı çok düşük. Bizde çatıların çok büyük bir kısmı 1,5 metre yüksekliğinde, içi kullanılamayacak, ahşaptan yapılma, oturtma çatılar.  Aslında o çatılar mekansal kullanıma dahil edilse çatı teknolojisi daha yakından takip edilecek, daha düzgün işler yapılacak. Yapıyorlar geçiyorlar, kimse de ilgilenmediği için 5 sene sonra bir yerlerinden patlıyor. Türkiye’de çatı niye akıyor mesela? Hala mahyasını harçla yapıştırıyorlar. Yanlış bir uygulama. Kuru mahya diye bir uygulama var, harç dışındaki başka bir malzemeyle izolasyon sağlanıyor ama hala Türkiye’de bir sürü yerde çatı tadilatı harçla yapılıyor. Kış geliyor donuyor, yaz geliyor bütün harçlar çatlıyor, su alıyor. Bizde hatadan ders çıkarmama ve hataya devam etme var.”

Tasarımda her detay önemli

Aslı Özbek ise mimarlık mesleğini icra eden herkesin yaşadığı topluma karşı sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini söyledi. Özbek, yapının tüm detaylarının titizlikle ele alınmasının önemini ise şöyle anlattı:

“Detay üretmek, bütüncül bir tasarımda her detayı özenle üretmeye çalışmak önemli. Çatı ve cephe sistemleri için de bu geçerli. Galiba Türkiye’de o hızlı üretimle birlikte tasarım ve uygulama ekiplerinin ayrılarak çalışması söz konusu oluyor. Bütün bunların daha bütüncül bir şekilde ele alınması gerekiyor.”

Cephe tasarımında ilginçlik değil gereklilikler önemli

Etkinlikte günümüzdeki cephe uygulamaları da detaylı bir şekilde ele alındı. Murat Sönmez, “Son zamanlarda hem tasarım anlamında hem yarışma işlerinde hem de uygulamada cephe denen üretim biçiminin mimarın bir imge üretme aracı, bir imaj katma aracı olarak görüldüğünü çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Son dönem üretimlerine bakarsak hem akademide hem de pratikte cephenin inanılmaz biçimlere büründüğünü, formlar aldığını görmek mümkün” dedi.

Deniz Dokgöz “Cephede ilginç bir şey yapmaktan ziyade o yerin, iklimin, coğrafyanın neyi gerektirdiğini düşünerek hareket etmek ve malzeme kararlarını ona göre vermek gerekiyor” diye konuştu.

Aslı Özbek, bazı cephe uygulamalarının şova dönüştüğü eleştirisini dile getirirken, Nihat Eyce ise şunları söyledi:

“Bizde yakışıklı bina cephesi yaratma isteği var.  Son zamanlarda Ankara’da Çankaya’da çok sayıda yapılarda kentsel dönüşüm yapılarında betopandan üretilen birtakım işlemeler, arkalarına verilen mor, mavi renklerde cephe aydınlatmaları var. 10, 12 dairelik bir apartmanın cephesi niye aydınlatılır? Orası bir tapınak değil, anıtsal bir şey yok. Ancak ben bunun talep edildiğini, beğenildiğini de düşünüyorum. Demek ki seviliyor. Biz daha sade yalın cepheler oluşturmayı seviyoruz.”

Mimari tasarımda toplumsal bilinç önemli

Murat Sönmez, mimari tasarımların toplumla ilişkisi hakkında ise şunları söyledi:

“Aslında kültürel payda tartışması çok önemli çünkü mekanda ürettiğimiz bütün unsurların bu kültürel paydadan etkilenmesi söz konusu. Bugün eleştirdiğimiz cephe tipolojileri, oluşturamadığımız çatı tipolojileri, sonuçta bu teknik olarak mimari bir detaydan daha öte o detayı üretecek kültürel altyapının toplumsal bilinçliliğin ya da toplumsal niteliğin sonucu.”  

Kaliteli ve ekonomik tasarım mümkün

Deniz Dokgöz ise yapılarda malzeme seçiminin önemini değinerek şöyle konuştu:

“Türkiye’de betonarme yapı kültürü çok üst seviyede, yüzde 80, 90 belki daha fazladır. Bu konuda kendimizi çok yetkin hale getirdik kabul ediyorum ama onun dışında bunu farklı malzemelerle yapmayı hiç denemiyoruz. Oysaki Avrupa’da, Avustralya kıtasında gerçekleştirilen birçok nitelikli tasarım programında izlediğimiz gibi betonarme sadece temel üzerinde kaldıktan sonra o coğrafyanın o yerin alışkanlıkları ve mekan kültürüne ilişkin malzeme seçiminin de çok öne çıktığını görüyoruz.”

Nihat Eyce Türkiye’de yapıların büyük bir kısmının mimari tasarım olmaktan ziyade bir yapı üretimi olduğunu söyleyerek, “Türkiye’deki maliyetlerle çok çok iyi tasarımlar yapılabilir.  Bunun iyi tasarımla ilgili olduğunu düşünüyorum.  İyi tasarım aynı zamanda bir şeyi ucuza da yapmaktır. İyi bir tasarım için çok para harcamak gerekiyor gibi bir genelleme yapılamaz.  Paradan bağımsız kültürle ilişkili, insanların iyi olanı görüp talep etmesi gerekiyor” dedi.

Aslı Özbek de ideal tasarımların çok zor ya da maliyetli olmadığını savunarak, “Bahsettiğimiz şeyleri üretmenin maliyeti, şimdi üretilen şeylerin maliyetinden daha ucuz. Burada ortaya konulması gereken daha farklı bir irade olduğunu söylüyorum sadece. Çok hızlı ve hemen şimdi üretim ve tasarım, söylenen hassasiyetleri göz ardı etmek zorunda bırakıyor tasarımcıyı. İyi tasarım zaman istiyor” diye konuştu. Murat Sönmez ise “Mimarlık giderek daha komplike yapılar yapmaktan öte bir noktaya gidiyor. Ekonomi ve yaşam kalitesinin geldiği noktaya baktığımızda herkes için maliyetin asgari noktalarda tutuluyor olması çok önemli bir faktör” dedi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.