Marka İzmir İçin Marka Plan!

Niyazi Gültekin

Marka olmak bir süreç işidir,

Hele kentlerin marka olması çok çok daha uzun bir süreçtir…

Bazı şehirler modern mimarisiyle marka olurken (Dubai, Bangkok gibi) bazı şehirler koruduğu tarihi mimarisiyle (Venedik, Roma, Paris, Amsterdam gibi) marka olur.

Türkiye’de marka şehir diyeceğimiz tek kentimiz İstanbul. İstanbul’un tarihteki en büyük Hristiyan devleti Bizans ile en büyük Müslüman devleti Osmanlı’nın başkenti olması ve Avrupa ile Asya kıtası arasında köprü görevi gören stratejik konumu dolayısıyla tarih boyunca dünyanın gözdesi olmuştur. İki büyük medeniyetten çok fazla kültür mirası kaldığından İstanbul bugün bile ziyaretçi akınına uğramaktadır.

Ege ve Akdeniz sahil kesimi de yurt dışından çok sayıda turist alsa da bu sahil turizmidir. Gelen turistler şehir yerine sahildeki otellerde vakit geçirmektedir. Bu yüzden şehrin markalaşması söz konusu değildir.

İzmir ise marka şehir olmak için belki de dünyadaki en uygun fırsatlara sahip şehirdir.

Körfez kent olması, antik kent olması, birçok medeniyete ev sahipliği yapması ve coğrafi güzelliği ile İzmir dünyanın en yaşanılabilir kentlerinden biri.

Ancak biz tarihimize sahip çıkamadık.

İstanbul körfezinde hala yüzlerce yıllık yalılar olmasına rağmen İzmir körfezindeki yalılar yok olup yerine; yüksek katlı, denizden gelen rüzgarın şehrin içine girmesini engelleyen çirkin binalar yapıldı.

Smyrna antik kenti etrafı telle çevrilmiş, üstünde yabani otlar bitmiş.

8 Bin yıllık Yeşilova höyüğü, İlyada ve Odysseia destanlarının yazarı dünyaca ünlü Homeros’un yaşadığı Homeros Vadisi, Efes ve Bergama antik şehirleri, Meryem ana evi vb. birçok dünya mirasını yeterince tanıtamadığımız için marka olma yolunda çok başarılı olamıyoruz.

Farz edin ki bunları tanıttık ve İzmir’i çok sayıda turist gelmeye başladı. Kruvaziyer ile gelen turistler Alsancak’ın o bozuk ve dar sokaklarından geçince İzmir ile ilgili ne düşünecek?

Havalimanından gelip de Aktepe-Emrez ile başlayıp Karabağlar ve Buca ile devam eden o çarpık yapılaşmayı gördüğünde ne olacak?

***

Bu kentin marka olması için önce master planlarının hazırlanması gerekiyor. Hızlı bir dönüşümle çarpık yapılaşmanın ortadan kaldırılması ve yerine modern ve sağlıklı yaşam alanlarının inşa edilmesi gerekiyor.

Yatay mimari esas alınarak yeni yerleşim alanlarının açılması ve şehir merkezindeki nüfus yoğunluğunun azaltılması gerekiyor.

***

31 mart yerel seçimlerinde 2004 yılından bu yana ilk kez yerel yönetimde bir değişiklik oldu.

Seferihisar belediyesi eski başkanı Tunç Soyer göreve geldi.

Kendisini çok büyük bir yük bekliyor.

İzmir’in yeniden planlanması!

Umarım bu değişim İzmir’in de değişimine ön ayak olur. Hangi partiden, kim başkan seçilirse seçilsin hedefi İzmir’i marka yapmak olmalı.

İzmir’in markalaşması konusunda 4 milyon İzmirli ‘bir’ olmalı.

İzmir marka olursa hepimiz marka oluruz, İzmir kalkınırsa hepimiz kalkınırız. İzmir zenginleşirse hepimiz zenginleşiriz.

Bu yüzden İzmir’in markalaşmasında başta yöneticiler olmak üzere hepimiz rol almalıyız.