Her Binanın Kendi Dili, Kendi Kimliği Olmalı

Her Binanın Kendi Dili, Kendi Kimliği Olmalı

Sektörde 40 yıldır faaliyet gösteren Epig Mimarlık'ın kurucusu Semiha Güneş, "Kendime has bir stilim olsa da bir binanın aynısını başka bir yerde yapmam. Her binanın kendi kimliği olmalı. Nasıl insanların bir dili varsa binaların da bir dili olmalı" dedi.

A+A-

Çocukluktan itibaren resime ilgisi olan ve meslek testlerinde mimarlık ön plana çıkan Semiha Güneş, tercihini de bu yönde yaparak 1977 yılında mimarlık fakültesinden mezun olup sektöre atıldı. 1982 yılında Epig Mimarlık'ı okul arkadaşıyla birlikte kuran Güneş, toplam 45 yıldır sektöre tecrübelerini aktarıyor. Fabrika, hastane, okul, üniversite, konut, villa, ofis binaları, AVM gibi birçok projede yer alan Güneş, İnşaat Deryası'na samimi açıklamalarda bulundu.

epig-mimarlik-izmir.jpg

Öncelikle Semiha Güneş’i tanıyabilir miyiz? Mimar olmaya nasıl karar verdiniz ve bu serüveniniz nasıl başladı?

Çocukken resim çizimin çok güzeldi. Çankaya ilkokulunda okurken Amerikalılar okulumuza geldi ve meslek testi yaptı. O test sonucu bana mimarlık mesleği çıktı. İzmir Kız Lisesi'nde yine böyle bir test yapıldı. Tekrar mimarlık çıktı. Böylece benim de dikkatim mimarlığa çekilmiş oldu. Benden büyük iki arkadaşım da mimar olunca bu mesleğe ilgim daha da arttı ve mimar olmaya karar verdim. Eğitim hayatımda hep çalışkan öğrenciydim ve okul birinciliklerim fazlaydı. Üniversite sınavına girdiğimde de o dönemde ODTÜ, Boğaziçi ve İstanbul Teknik Üniversite (İTÜ)  ayrı sınavla öğrenci alıyordu. Ben Boğaziçi’nde işletme, ODTÜ ve İTÜ'de mimarlığı kazanabiliyordum. O günlerin siyasi hareketleri nedeniyle ailem İzmir'den ayrılmamı istemedi. Ben de Dokuz Eylül Üniveristesi Mimarlık Fakültesi'ne girdim. 1977 yılında da mezun oldum.

Okul bittikten sonra iş hayatına nasıl atıldınız?

İlk olarak ailem tarafından memurluk düşünüldü. Ama memurluğa başlayacağım gün bundan vazgeçerek 'ben serbest çalışacağım' dedim. Bir mimarlık ofisine sınıf arkadaşımla beraber girdik. 4,5 sene orada çalıştıktan sonra oradan ayrılarak 1982 yılında kendi ofisimizi kurduk. Belli bir süre sonra bana bir şeyler yetmemeye başlamıştı. Sadece para kazanmak değil mesleki anlamda kendimi daha da geliştirmek istedim.  10 yıl boyunca İstanbul'a haftanın 3 günü gidip gelmeye başladım. Danışmanlıklar ve yabancı ofislerin partnerliğini yapıyordum. Başkalarının nasıl çalıştığını görmek için ismimin geçmediği projeleri de yaptım. Bu süre sonunda sadece kendime ait bir ofis kurmaya karar verdim ve 2010'da ortağımla yollarımızı ayırarak yoluma tek başıma devam ettim.

neva-yali.jpg

BİR KİTAP YAZAR GİBİ...

Bir mimarın işini yaparken dikkat etmesi gerekenler nelerdir?

Bir mimarın kullanıcıların isteğini dinleyerek proje hazırlaması gerekir. Örneğin bir hastane çiziyorsanız doktorlarla konuşmanız gerekir. Onların isteklerini yönetmek ve bilmek zorundasınız. Tekniği,  harita ve planlamayı iyi bilmelisiniz. Bütün bunları birleştirip fonksiyonel ve estetik binalar tasarlamak zorundasınız. Bunları yaptıktan sonra bir kitap yazar gibi onları uygun bir dille hayata geçireceksiniz. Nereye yapıyorsanız o çevreye uyumlu olması gerekir. Ben  çok aşırı betonlaşan binalar yapmayı sevmiyorum. Bir de o çevrede olmayan bir tarzda bina yapmayı tercih ederim. Örneğin çevredeki binalar çok modernse ben oraya daha klasik bir bina yaparım. Burada önemli olan dikkat çekmek. Neticede bu bir ticaret... Aynı binayı da hiç bir yerde kullanmam. Bir stilim var ama aynı bina olmamalı. Her binanın kendi kimliği olmalı. Nasıl insanların bir dili varsa binaların da bir dili olmalı.

mesa-urla-001.jpg

BİNA KAĞIT ÜZERİNDE YAPILIR

Sizin için en keyifli ve önemli çalışma hangisiydi?

Narova projesi benim için çok önemli. Narova'nın bulunduğu yer manzarası olmayan, çevresinde yapılaşma olmayan, çimento fabrikalarının içinde bir yerdi. Şirket proje için  bize geldiğinde bir tane bina yaptırmak istediler. Ben de onlara 'bir tane bina yaparsak bu apartman projesi olur. Konsept geliştirirsek bu bir proje olur demiştim' ve onlarda buna uydular.  İki konsept hazırladık, biri beğenildi. Bir bina diğerinin manzarası olacak şekilde bir çalışma yaptık. O gün çok da güzel bir alanda olmayan  Narova'nın bugün çevresi ona benzeyen yapılarla donatılarak bir semt haline geldi.

Size bir proje geldiğinde çalışma süreciniz nasıl oluyor?

İlk olarak işi yapacağımız yere gidiyoruz. Varsa etraftaki binaların nasıl yapılaştığına, arazinin kodlarına ve ölçülerine bakarak araziyi modelliyoruz. Sonra kütle çalışmalarına başlıyoruz. Araziye oturması, zeminde büyük yerler kaybetmemesi gibi birçok kritere bakıyoruz. Etütlerimizi hazırlayıp bunu mal sahibine sunuyoruz. Birinde karar kılınıyor. Onun üzerine de mekanikçi,  elektrikçi, betonarmeci, peyzajcı, aküstikçilerle çalışmalar yapıyoruz. Projeyi  3 boyutlu modelleyip malzeme seçiyoruz.  İyice projeyi analiz etmeden başlamıyoruz. Sonra belediyeye ruhsat için başvuruyoruz. Burada en önemli şeyin iyi etüt olduğunu söyleyebilirim. Etütte gerekli zamanı vermediğiniz projeler değişiyor. Sonuç olarak biz bir heykel yapmıyoruz. İnsanların yaşadığı yerleri yapıyoruz. Bunun için diyoruz ki bina kağıt üzerinde yapılır.  Burada düzgün planlama yapılıyorsa daha sonrasında sorunsuz bir şekilde bina inşa edilir.

Gelecek hedefleriniz neler?

Genç bir ekip ile çalışıyorum. Daha ne kadar çalışabilirim bilmiyorum. Ama bu ofisin devam etmesini istiyorum. Bunun için uzun yıllarca beraber yürüdüğüm arkadaşlarımla böyle bir yapılanmayı yavaş yavaş bu seneden itibaren gerçekleştirmeye başladım.

Semiha Güneş: "Fabrika, hastane, okul, üniversite, konut, villa, ofis binaları, AVM gibi projelerde yer aldık. Havaalanı dışında çizmediğim bir yapı kalmadı.Değişik fonksiyonları öğrenmenin bizleri geliştirdiğini düşünüyorum. Hayal ettiğim birçok yapının tasarımımıza uygun gerçekleşmesini çalışma arkadaşlarımın gelişimini görmekten mutlu ve gelecekten umutluyum.”

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum