Döviz Kurlarındaki Artış Kiralara Yansır Mı?

Döviz Kurlarındaki Artış Kiralara Yansır Mı?

Dövizde yaşanan dalgalanmaların kira artışlarını etkileyip etkilemeyeceği ev sahipleri ve kiracılar tarafından merak ediliyor. Peki dövizde yaşanan dalgalanmalar kira artışlarını etkiler mi?

A+A-

Milliyet gazetesi yazarlarından Prof. Dr. Erol Ulusoy bugünkü yazısında, "Kira artışlarında yasal orandan fazlası geçerli değildir. Taraflar, enflasyon, altın veya dövize endeksli artışı kabul etseler bile, geçerli değildir. 5 yıldan sonra bile döviz kuru değil, emsal kira bedeline göre artış mümkün olacaktır" dedi.

Döviz kurlarında ani ve orantısız yükselmelerin ülke ekonomisinde beklenmedik gelişmelerden olmadığını belirten Ulusoy bugünkü yazısında "21 Şubat 2001 günü sabit kurdan dalgalı kura geçtiğimiz günden beri sayısını hatırlayamayacağımız kere döviz kurlarında ani yükselişler olmuştur, bundan sonra da olacaktır. Bunu herkes bilir. Bu hafta da böyle ani bir döviz kuru yükselişi yaşayınca, sosyal medyada, döviz kurlarındaki artışa göre kiralarda da uyarlama yapılabileceğine dair Yargıtay kararları dolaşıma çıktı. Ancak yasal durum ile sosyal medyada dolaşımdaki Yargıtay kararına konu olan olay hukuken farklı olduklarından, birçok kiracı ve ev sahibi okuyucum tereddüte düşmüş. Öncelikle kira artışının yasal orandan fazlasının geçerli olmayacağını belirteyim. Türk Borçlar Kanunu md 344, kiracıları tüketici olarak kabul etmekte. Yıllık kira artışının da bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki son oniki aylık ortalamalara göre yapılabileceğini öngörmekte. Son oniki aylık tüketici fiyat endeksi ortalaması kadar kira artışına izin vermekte. Hatta kira sözleşmesine kiracı ve kiralayan daha yüksek bir oranda kira artışı olacağını yazsalar, örneğin örneğin enflasyon oranına, altın fiyatlarına veya dövize endeksli bir kira artışını kabul etseler bile, geçerli olmayacaktır, yasal oran geçerli olacaktır. ifadelerini kullandı. 

"Özellikle son haftada döviz kurunda meydana gelen ani yükselmenin, yıllık kira artışına hukuken bir etkisi olmayacaktır" diyen Ulusoy emsal kiranın önemine değinerek şu ifadeleri kullandı:

"Yıllık kira artışının tüketici fiyat endeksine göre yapılması 5 yıl ile sınırlı. 5’inci yılın sonunda kira bedeli, kiralayan mahkemeye başvurursa, hakim tarafından belirlenir ki bu durumda dahi belirlenecek kira bedeli döviz kurundaki artışa göre değil, esas olarak emsal kira bedellerine göre tespit edilir. Mahkeme 5’inci yılın sonunda kira bedelini tespit ederken döviz kurlarını dikkate almasa da emsal kiralarda kira bedeli döviz kurları da dikkate alınarak kararlaştırıldığından, döviz kurunun hukuken değil ama fiilen kira artışına etkisi olmuş oluyor.

Cumhurbaşkanlığı’nın 12.09.2018 tarihli 85 Sayılı Kararı ile, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’da değişiklikler yapılarak, ‘Hazine ve Maliye Bakanlığı’ tarafından belirlenen istisnalar dahilinde ancak döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kira sözleşmeleri yapılabileceği öngörülmüştür. Daha sonra 16.11.2018 tarihli 2018 - 32/52 No’lu Tebliğ ile istisnaların son hali belirlenmişti.

İşte istisnalar dahilinde yapılmış olan TL üzerinden döviz kuruna endeksli kira ödemesi veya kira artışı öngören sözleşme yapılmışsa, uyarlama davası açılarak, kira bedelinde indirime gidilmesi mahkemeden talep edilebilir.

Sosyal medyada dolaşımda olan Yargıtay 3. HD 2017/7910 E., 2019/4570 K. Sayılı kararı da kira artışıyla ilgili olmayıp, kiranın uyarlanmasıyla ilgilidir. Kiralananın kullanma alanı, konumu, bölgedeki kira parasını da etkileyecek normalin üstündeki imar ve ticaret değişiklikleri, emsal kira paraları, vergi ve amortisman giderlerindeki artışlar döviz kurlarındaki ani ve aşırı iniş ve çıkışlar ile ülkeyi sarsan ciddi ekonomik kriz veya doğal afetlere bağlı ödeme esaslarının yeniden düzenlenmesini gerektirecek olayların araştırılıp değerlendirilerek sonucuna göre kira bedelinde azalma veya artma şeklinde bir uyarlama yapılıp yapılmayacağına karar verilmesi gerekir, diyor Yargıtay 3. Hukuk Dairesi.

Çünkü kural olarak hukukumuzda sözleşmeye bağlılık, ahde vefa ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereği olarak sözleşme hukukunun temel ilkesini oluşturur. Sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Koşulları sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Ancak bu ilke özellikle İşlem Temelinin Çökmesi Kuramı uygulanmak suretiyle, bazen uygulanmaz. TBK md 138’de Aşırı İfa Güçlüğü başlığı altında düzenlenmiş olan uyarlama davası da böyledir ve açıkça yabancı para borçlarında da geçerlidir.

Dövize endeksli kira artışı öngören sözleşmede, kira artışı sonucu ödenecek kira bedelinin aşırı ifa güçlüğü oluşturduğu hallerde, kiracının kira uyarlama davası açması ve hakkaniyete uygun kira bedeli uyarlaması talep etmesi mümkündür."

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.