Paylaşılamayan Askeri Alanlar Ne Olacak?

Paylaşılamayan Askeri Alanlar Ne Olacak?

Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Abbas Güçlü bugünkü köşesinde "Paylaşılamayan askeri alanlar?" başlıklı yazısına yer verdi. İşte detaylar..

A+A-

Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Abbas Güçlü'nün bugün yayınlanan "Paylaşılamayan askeri alanlar?" başlıklı yazısı şöyle:

Daha önce de birkaç defa yazdım.Yazmaya da devam edeceğim.Çünkü özellikle büyük kentlerde okul yapacak arazi kalmadı.Bu yüzden, şehir içindeki boşalan tüm askeri alanlar eğitim kampüsü haline getirilmeli! Böylece, hem ranta kapı açılmamış hem de o yeşil alanlar korunmuş olur.

Peki, bu konuda gelinen son nokta ne?Askeri birliklerin pek çoğunun taşındığını görüyoruz. Hatta bazılarının belediyelere tahsis edildiğini de biliyoruz!

İşte bu konuda CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık tarafından cevaplandırılmak üzere bir soru önergesi verdi:

“15 Temmuz darbe girişiminin ardından askeri alanların şehir dışına taşınması halinde bu alanların, öncelikle şehirlerde eksik olan eğitim, sağlık, kültürel tesis, yeşil alan olarak değerlendirileceği söylenmişti. Daha sonra da, Milli Savunma Bakanı, yapmış olduğu basın açıklamasında, ‘Bizim de bir taşınma maliyetimiz var. Belediyeler de bu alanları istiyor’ demişti.

Cevap bekleyen sorular?

1. Boşaltılmak istenen askeri alanların taşınma maliyet tutarları ne kadar?

2. Boşaltılacak askeri alanların o bölgenin ihtiyacı doğrultusunda yeşil alan, okul, çocuk parkı ve sağlık alanları gibi değerlendirileceği söylenmişti. Şimdi bu fikirden vazgeçildi mi? Vazgeçildiyse bunun sebebi nedir?

3. Boşaltılan askeri alanları nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz?

4. Boşaltılacak alanları belediyelere hangi şartlarla vereceksiniz? Belediyelere verilen araziler için imar değişikliği yapabilir iznini de verecek misiniz? Belediyeler bu arazilere alışveriş merkezi ve rezidans mı yapacak?

5. Boşalacak askeri alanları kentsel dönüşüm alanı olarak vermeyi düşündüğünüz doğru mudur? Doğruysa hangi askeri arazileri kentsel dönüşüm için vereceksiniz?

6. Ülkemizde şu anda boşaltılacak kaç askeri alan vardır?

7. Hangi illerde hangi askeri alanları kentsel dönüşüm alanı olarak belediyelere vermeyi düşünüyorsunuz?

8. İstanbul’da boşaltılacak olan askeri alan kaç hektardır? Askeriye bu arazilerin yüzde kaçını mülkiyet olarak kullanmaktadır?

9. İstanbul’da boşaltılacak askeri alanların isimleri nedir? Bu alanların orman niteliği nedir?

10. Bakanlık olarak boşalan alanları nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne vermeyi düşündüğünüz alanlar hangileridir?

11. Ülkemizde orman niteliği taşıyan kaç askeri alan vardır?”

Yukarıdaki soruların cevaplarını biz de merakla bekliyoruz.

Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, umarız, daha önceki bakanlığıyla yoğun bir temas trafiği içerisindedir ve bu alanlardan çoğunu MEB’e kazandırır!..

Bölünen üniversiteler?

Üniversite sayısı giderek artıyor.

Şimdi bu kervana bir de büyük üniversitelerin bölünmesi ekleniyor ki sayı daha da katlanabilir.

Büyük üniversite mi daha iyi yoksa küçükler mi?

Bu, dünden bugüne bütün dünyada tartışılan bir konu!..

Biz büyük üniversiteleri bölüp daha yönetilebilir hale gelsin diye uğraşırken, Fransa gibi ülkeler, daha ekonomik ve daha verimli olması için bölgesel çatı üniversiteler kurarak yola devam ediyor...

Her iki uygulamayı savunanların da kendilerine göre haklı gerekçeleri var. Ama doğru olan, üniversitelerin yapılarına göre karar vermektir.

Örneğin, araştırma üniversitelerinde, elbette on binlerce öğrenci olmaz ama farklı amaca yönelik üniversitelerde sayı artabilir.

İstanbul Üniversitesi’nin bölünmesi yıllardır konuşuluyor ve başta öğrenciler, öğretim üyeleri, mezunlar olmak üzere herkes karşı çıkıyor.

Çünkü yeni kurulacak bir üniversitede, ne çalışmak istiyorlar ne de okumak!...

Şimdi de ısrarla Gazi Üniversitesi’ni de bölmek istiyorlar.

Niye? Belli değil!

Gazi’yi, Gazi yapan değerler ortada ve onu parçalamak ya da bölmek, hiç kimseye, özellikle de üniversiteye bir şey kazandırmaz.

Bölünerek kurulan üniversitelerin bazıları başarılı oldu ama pek çoğu eskinin de gerisinde.

Böylesi ciddi kararlar alınırken, zamanın koşullarına göre değil, akademik değerlere göre hareket edilmelidir.

Özetin özeti: Her şey gelip geçer ama eğitim ve bilim kurumları hep olacaktır! Ve onlar gelecektir! Ne ekersek onu biçeriz!.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.